Bloğuma hoşgeldiniz güzellikler.....




29 Haziran 2012 Cuma

NEDEN KILO ALIRIZ ??????




Genel bır yargı vardır .Metabolızmamızın bızım deneyımlerımız duygularımız dısında kendı basına ısledıgıne daır .Ama ısın aslı boyle degıldır .Bırcok metabolık faalıyet karmasık bır yapı ıcerısınde olusur.Kılo cagımızın ınsanının en cok onemsedıgı bır konu halıne geldıgı aşıkardır.Ama oncelıkle bu konuya saglıklı olma kapsamında yaklasmanın onemını vurgulamak ısterım.Bır cok rahatsızlık kapsamında asırı kılolu olma rısk faktörleri arasında yer almaktadır.
Peki bazılarımız yerken kilo alırken bazılarımız neden almaz.Buna derın duzlemde baktıgımızda yeme gudusu ıle duygularımız arasında buyuk bır ılıskı bulunmaktadır.
Yeme gudusunun altında yatan duyguyu ırdeleyıp bulmadıgımız surece dıyetlerı uygulama yada zayıflama sonrasında gerı donus zıhınsel bır donusum olmadıgı surece kacınılmaz sondur.
Yeme gudusunun altındakı duygular tamamen bıreysel deneyımlere aıttır.Kımı kadınlar zayıf kadın cırkındır ınancını tasımaktadırlar.Yada erkekler gobeksız erkek balkonsuz eve benzer ınancı tasıyarak olaya farklı bır ınanc dusunce sıstemı yuklerler.

Oncelıkle duygular ele alındıktan sonra bu ınanclar degısmeye baslayacaktır.
Bır kılo calısmasında danısanın sadece yemek yerken kendısıne vakıt ayırdıgını hıssetmıstı.Yogun ıs temposu ve yasanmıslıklar eslıgınde kendısıne vakıt ayırmadıgını dusunuyordu kı öyleydıde yemek yemek kendısınde kendısıne vakıt ayırma olarak yer etmıstı.
Kısaca kılolar hayatımızın derın duzlemınde guvensızlık duyguları degersızlık duyguları ıle ılıskılı olabılır.Bu duygular derınlıklerı ıtıbarı ıle en yuksek ırademızı bıle asabılırler.
Bılınc dısının calısma prensıbı duygular uzerınden oldugu ıcın bu derın duygular boşaltıldıgında hayatınızda olmaz dedıgınız bır cok seyın olacagını goreceksınız.
Insanın ıcındekı bıreysel ozguven ve gucun ortaya cıkması ıle kendınden emın guven ve degerlılık hıssıyatı ıle dolu dolu bır yasam hepımızın hakkı .Insan olmanın bır parcası
tıpkı tersınınde yasamın bır parcası oldugu kadar.
Derın duzlemdekı duygularımızı anladıgımızda durtulerımız ve yeme arasındakı ılıskıyı bılınce cıkarttıgımızda hızlı kılo vermenın ve saglıklı kılo vermenın en buyuk adımını atmış olacagız...
                                                                                                            ZAMAN KETE

27 Haziran 2012 Çarşamba


BU GÜN BİR ANNEYİ VE KARNINDAKİ BEBEĞİ MUTLU ETTİM:)

       Bu gün çok yoğun bir gündü yorulmuştum ancak en son gelen müşterimle aramızda geçen söyleşi ile tüm yorgunluğum geçti...
        Birsen iki çocuk annesi aklı başında, ince fikirli ve sevgisinden saygısından emin olduğum genç bir kadın.. Yıllardır müşterim ve her müşterimle olduğu gibi bakımlar esnasında sohbetler ediyoruz..
        Bundan bir kaç yıl önce namaz kılmanın önemini her fırsatta vurgulayan biriydim..O dönemlerde Birsen inançlıydı ama namaz kılmazdı.. Hayatındaki olumsuzluklardan ve keşkelerden bahsederdi..Ona o dönemlerde düzenli olarak namaz kılarak içindeki gerginliğin hafifletebileceğinden bahsetmiştim kendimden de örnek vererek tabi. Bir şeye gerçekten inandığımda bu inancımı karşı tarafı aktardığımda etkileme şansım oldukça yüksektir. Böyle anlarımdan biriydi sanırım ve Birsen bu sohbetin etkisiyle artık düzenli olarak namaz kılan biri ve bunu ziyaretime geldiği her zaman söyler ve "Allah razı olsun senden" diyerek memnuniyetini ifade eder.
         Ben son bir yıldır namaz kılmıyorum, sonra ne olur  bilemem ama şimdilik böyle... Ben namaza olan inancımla ilgili bir karmaşa yaşarken,  Birsen'in her defasında ona namaz alışkanlığı kazandırdığım için teşekkür etmesi, bu alışkanlığı kazanmış olmaktan dolayı mutlu olması nedeniyle çelişkilerimden henüz ona bahsetmedim... Onu olumsuz etkileyerek kafasını karıştırmak istemedim şimdilik çünkü namaz alışkanlığından ötürü memnun olduğu çok belli...
         Bu günün son müşterisiydi Birsen, yine bakım esnasında sohbet ediyoruz.. 11 yaşında bir oğlu, 4 yaşında bir kızı var.. Ancak plansız bir hamilelik yaşıyordu ve bu durum onu çok üzmüştü.. Farkında değildi ama yine kederli, yine şikayetçiydi hayattan... O anlatırken  "hayatındaki gerginlikleri azaltmak için düzenli namaz kılması da yetmemiş" diye içimden geçirdim ama bu düşüncemden ona bahsetmedim...
        Ona, karnındaki bebeğin şu anda söylediği her şeyi hissettiğini ve beynine kaydettiğini söyledim.. O çocuğun gelecekte mutlu ve özgüvenli bir çocuk olması için annenin hamilelik aşamasında kullandığı kelimeleri ve hislerini kontrol etmesi gerektiği konusunu özenle anlattım çünkü bu benim son zamanlarda üzerinde araştırıp kafa yorduğum ve inandığım  bir konuydu.. Ayrıca şikayet ettikçe ve yokluktan, acılardan bahsettikçe hayatımızda bunların tekrar ettiğini söyledim..   "Ne olur bu sefer farklı bir yol dene : hayatta her şeyin güzel olan bir tarafını düşün ve sohbetlerine onu konu et, bazen kötü sandığımız olayların güzel sonuçlarını yaşarız ama biz o kötü "an"a o kadar çok saplanmışızdır ki onun sebep olduğu güzel sonucu göremeyiz" dedim...
       Birsen anlattıklarımdan çok etkilenmiş olmalı ki bana: "buraya mutsuz geldim ama yine senin sayende mutlu gidiyorum sen hep bana ihaç gibi geldin, yine bana güzel bir şey öğrettin" diyerek o içten gülümsemesi ve sarılması sonrası tekrar görüşürüz diyerek ayrıldı...
      Üç kişiyi de mutlu etmiştim bu gece;  Birsen'i,  karnındaki bebeği ve kendimi.....:)
      Sevgilerimle NEZAFET GÜNER